Güçlü olmak dengeyle ilgili

 
Güçlü olmak dengeyle ilgili Güçlü olmak dengeyle ilgili

Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. - Songül çok güçlü bir kadın. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Şimdi sekiz yaşında oldular. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Eskiden sosyal medya mı vardı. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. ",. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. . Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. . Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. (Gülüyor. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”.

Güçlü olmak dengeyle ilgili

Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. . - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. ",. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Şimdi sekiz yaşında oldular. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. (Gülüyor. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Eskiden sosyal medya mı vardı. - Songül çok güçlü bir kadın. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. . Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı.